31 Ağustos 2009 Pazartesi

Ankaraspor-0-2-Galatasaray.

Öncelikle, müsadenizle this11.com sitesine siktirlerimi iletmek istiyorum. Artık hesabım mı hacklenmiş, ne olmulşsa hesabımda milyon tane takım görünüyor, bu milyon takımın da yarısı fenevbahçe-beşiktaş. O yüzden sahadaki dizilişi resim olarak veremiyorum.
Bugün kalede Leo Franco, savunmada Hakan-Servet-Emre-Sabri, önlerinde Mustafa Sarp ve Mehmet Topal, ilerde Arda, Elano, Keita ve Baros'la oynadık.
İkinci yarıda Elano yerine Kewell, Keita yerine Aydın, Baros yerine Nonda girdi.
Gollerde de sonradan giren oyuncular vardı. Arda'nın ortasına Kewell yükseldi, golünü attı, Nonda kaleciyle karşı karşıya pozisyonda topu ağlarla buluşturdu.
65. 70. dakikalara kadar beni çıldırtan ikili Mehmet Topal ve Baros oldu.
Mehmet çok top geçirdi, aslında genel olarak orta saha çok top geçirdi. Ama belli bir standardı var tabi, herhangi bir ön liberodan daha iyi. Çok daha iyi olabilir o ayrı mevzu.
Baros ise bildiğimiz Baros'tu. Baros'un bu halleri bana 2006 yılındaki Hakan Şükür'ü anımsatıyor.
''Baros forvetse kalecinin karşısında topa vursun, gol atsın.'' demiştim. İkinci yarının ortasında yerine giren forvet Nonda bunu yaptı. Forvetsen forvetliğini bileceksin arkadaş.
-Yayından önce gelen edit: Rıdvan-Güntekin ikilisi Nonda'yı maçın fark yaratan futbolcusu seçti.-
Elano henüz hazır değil. Eime kadar da hazır olacağını düşünmüyorum. Ama über yetenekli bir futbolcu olduğu için skora doğrudan etki edebilme potansiyeli var, değerlendirilsin.
Leo Franco çok kritik kurtarışlar yaptı. Hakikaten kaleye gereken kan Leo imiş.
Elano için söylediklerim Aydın için de geçerli. Büyük bir kondüsyon eksikliği var. Gücü yerine gelse süper olacak.. Ama Keita'yı kesemez. Bu kondüsyonla kesmesin de zaten.
Bu dediklerimden sonra Baros'u sevmediğim anlaşılabilir. Öyle değil. Hatta sempatik bile bulurum, ama şu anki görüntüde Nonda için iyi bir yedek olabilir anca, ilerisi yok.
Hakan Balta'yı ilk defa böyle gördüm. Çok kontrolsüz çıktı ileri, defansın solunda açık verdi. Caner'e mi içerlemiş nedir.. :)
Galatasaray önceden 70. dakikaya kadar ha oldu ha olacak dedirtirdi.. Sonra da puan kaybıyla boynu bükük, ''mıdığı gırık'' ayrılırdık maçtan.. Bugün 70'e kadar sinirim bozuldu.. Ama sonra Kewell ve Nonda girdi ve dünyanın en mutlu insanı oldum. İşte büyük takımın farkı.
Bu arada bütün maç fotolarını Chao Grey'den çalıyorum lan..
Galatasaray'ın galibiyetinin getirdiği derin mutluluk ve this11'in getirdiği derin sinirle, içimde fırtınalar koparken hepinize iyi akşamlar diyorum. Her şey Galatasaray için.



Zaten aşklar hep yalan dolan,
Sonu hep acı hüsran..
Bize her sevdadan geriye kalan,
Sadece G A L A T A S A R A Y . .

Caner Erkin..


Galatasaray'da..

27 Ağustos 2009 Perşembe

Levadia Tallinn-1-1-Galatasaray.



Bugünkü Galatasaray hakkında uzun cümleler kurmak istemiyorum. Galatasaray sahada kötüydü.
Estonya'ya gezmeye gidilmiş, iyi gezilmiş, akşam da gitmeden bir halı saha organizasyonu yapılmış gibiydi.
Frank Rijkaard'ın herkesi ters kanatta oynatma merakını anlayabilmiş değilim. Sağbek Sabri sola geçti, sağ açık Aydın sola, sol açık Serdar sağa geçti. Bir ilginçlik hakimdi.
Hakan Balta'nın sakatlandığı günlerde Volkan Yaman takımdan gönderildi. Ve tabi Alparslan da yetersiz kalıyor. Geçen sene de aynı yönetim stoperlerin sakatlandığı hafta Meira'yı göndermişti..
Sahada beni oyunuyla tatmin eden sadece Nonda vardı.
Ne diyeyim, bu yönetimin bu hocaların bir bildiği vardır herhalde..
Sevgiler.

Levadia Tallinn #2

21:00 itibariyle Tallinn'de rövanş maçı var, Aykut, Kewell, Gökhan, Ayhan, Keita, Baros, Uğur, Hakan Balta kadroda yok.
Hadi bakalım..

Bir Volkan Yaman Vardı..


Volkan Yaman Eskişehirspor'da..
Volkan'ı nasıl bilirdiniz?..
Ben iyi bilirdim.
* * *
Bundan yıllar sonra çocuğuma bugünlerin Galatasaray'ını anlatırken Volkan'ın da sözü geçecek, ''Milli Takım'da parladı, hızlı bindirmeleri, isabetli ortaları, frikik becerisi birkaç maç formayı kapmasını sağladı, ertesi sezon Galatasaray'a geldi. İlk maçlarında yüksek bir performans gösterdi. Hatta ilk dört frikik denemesinden üçü gol oldu. Daha sonra formayı Hakan Balta'ya kaptırdı, sonra gel zaman git zaman kulübeye bile giremez oldu, tribüne yollandı, sonra da sessiz sedasız gönderildi, işin garibi mevkisindeki üçüncü alternatif de kadroya giremiyordu, Hakan sakatlanınca sağbek futbolcuyu solbek'e devşiriyorduk..'' diyeceğim.
* * *
Volkan neden gitti?..
Tek mantıklı cevap ''Rijkaard'ın oyun sisteminde yeri yoktu.'' olabilir, tatmin edici bir cevap olup olmadığı tartışılır.
Güle güle Volkan Yaman..

23 Ağustos 2009 Pazar

Süpersiniz: Galatasaray-4-1-Kayserispor.

Sami Yen'de yine keyif veren bir Galatasaray vardı bu akşam. Morlar da nebçim yakışmış aslanlara..

  • Yüzyılın Sabri'si sahadaydı. İyiydi.
  • Servet her zamanki gibi standartların üstündeydi ama bugün gününde değildi. Servet büyük topçu, gününde olmasa bile ortalama bir stoperden iyidir.
  • Keita çok büyük topçu.
  • Aydın'ın fiziki gücü hala yetersiz. Ama sezon başından beri çok büyük bir çıkış yakaladı. Rijkaard'ın etkisini görüyoruz.
  • Hakan Balta oyundan çıktıktan sonra yerine Uğur girdi. Ters kanatta oldukça iyiydi. Fakat yedek kulübesinde Volkan Yaman ve Alparslan Erdem'in olmaması bana neden? dedirtti. Eskiden Fenerbahçe'de böyle bir Ümit Özat vardı. Sol ayaksız sol bek deniyordu, alay konusuydu. Uğur'a da öyle dedirtmemek lazım. Volkan gönderilecekse eğer Alparslan değerlendirlmeli, ama gönderilmesi tarftarı değilim, severim.
  • Elano'nun golü muhteşemdi.
  • Keita çok büyük topçu.
  • Bu takımda Kewell, Keita, Arda, Elano ve Aydın'ın birlikte oynadığını düşünün. Şöyle içten bir şekilde gülümseyin.
  • Artık Baros gitmeli. Bu kadar netim. Hala üç beş kuruş para ederken gitmeli. Nonda toparlandıysa Nonda, yok toparlanmadıysa yeni takviyeyle yeri doldurulmalı. Takımda tek sırıtan Baros'tu.
  • İlk maçlarda kafayla goller atan bir topçumuz vardı, adını, simasını hatırlıyor musunuz? Aldığım bir duyuma göre Barış'ın geçen maç 18'e girememesi, bugün yedek olmasının nedeni oyundan çıktıktan sonra atar yapıp Rijkaard'ın elini sıkmamasıymış. Kulübede bile dışlanmış görünüyordu, keşke olmasa böyle şeyler..
  • Galatasaray son maçlarda 4 golün altına düşmüyor, Allah nazarlardan saklasın.. Rakipler zayıftı deniyor, ben buna Servet'in cümlesiyle yanıt vermek istiyorum; ''Bence Kayserispor gayet ciddi bir rakip.''
  • Son olarak, Keita çok büyük topçu.

Edit: Rıdvan Dilmen'den çok güzel bir laf geldi: ''Milli takım Fatih Terim'e verilmiş, Fatih Hoca Servet'le Gökhan'ı oynatıyorsa, Frank Rijkaard Servet'le Gökhan'ı oynatıyorsa tartışacak bir şey yoktur.''
Bitmiştir.

Galatasaray-5-0-Levadia Tallin.

Maçtan sonra çeşitli nedenlerle yazamadım, ben yazana kadar ya yazı yazan yazdı, ahkamını kesen kesti.

Bunu da sadece tarihe bir not düşmek amacıyla yazıyorum, günün maçı, 21:00 Galatasaray-Kayserispor. Kaçırmayın.

20 Ağustos 2009 Perşembe

Sıradaki Geliyor: Tallinn.

Bu akşam 21:45, Galatasaray-Tallin maçı. Büyük konuşmak yersiz elbette, ama bir futbol mucizesi gerçekleşmezse bu akşam bir zafer akşamı.

16 Ağustos 2009 Pazar

Galatasaray Keyfi: Galatasaray-4-1-Denizlispor.

''Şüphesiz ki, biz bu takımı taraftar mutlu olsun diye kurduk.''

Adnan Polat, Sezgin ya da Haldun Üstünel'in sarfetmesi muhtemel bir cümle.
Zayıf bir takıma karşı oynadık, onu baştan söylemek gerek.
Yüzüm güldü açıkçası. Bir Keita vardı. Beklediğimin üstünde performans gösterdi. Yıllardır gurbette olan Uğur da beklediğimden yukardaydı. Bıraktığımız gibi değil tabi, sakatlandı, uzun süre top görmedi. Ama hala Galatasaray kalitesine sahip.
Baros ve Mustafa Sarp'ı beğenmedim. Baros nasıl, star olmuş, nasıl Türkiye'de gol kralı olmuş, hayret.
Savunma hattı tamamen farklıydı. Emre Aşık ve Güngör hiç sırıtmadı. Volkan ise yine ortalamanın üstünde oynuyor, fakat bir Hakan Balta değil. Mevkilerde üçerli alternatifler beni mutlu ediyor. Sağ bekte Uğur, Sabri, Serkan, solda Hakan, Volkan, Alparslan, stoperde Servet, Emre Aşık, Gökhan, Emre Güngör, liberoda Topal, Mustafa, Ayhan, Barış ve ismiyle Linderoth. Bence, gerçekten etkileyici.
Takım genel olarak iyi gidiyor. Avrupa Ligi'nde başarılı olacak bir Galatasaray var önümüzde. Çok konuşup nazar değdirmeyeyim :)

10 Ağustos 2009 Pazartesi

Dil Boğazda, Yürekler Ağızda.

Antep'in sıcağında 19:30'da çıkılan maç, ilk lig maçındaki Keita, Keita'nın boğazına gelen omuz, omzun sahibi Julio Cesar'a çıkmayan kart.
Çok korkuttun bizi Abdul Kader Keita.
http://www.ligtv.com.tr/VideoHaber/?r=1&t=6&hid=59694

8 Ağustos 2009 Cumartesi

Sıradaki Gelsin.

Tatil bitti, evimdeyim.
Netanya'yla oynanan ilk maçı izledim, fakat ikinci maçı tatilimin son gününü arkadaşlarımla geçirmek istediğim için izlemedim. Fakat abi, izlenecek maçmış. Aklım takılmadı değil.

Aydın'ı beğenmeyenler/Aydın hakkındaki fikirlerimi desteklemeyenler bu maçı ağzı açık izlemiştir diye düşünüyorum. (bkz: Galatasaraylılık Böyle Bir şey: Aydın Yılmaz.)

Düşündükçe mutlu oluyorum, şu hücum hattına bakın, Kewell, Arda, Baros, Aydın, Keita, Elano, Serdar, Nonda.. Haldun Üstünel hızını alamadı herhalde.. Bir gün telefonda Adnan Polat ve Haldun Üstünel arasında şöyle bir diyalog geçerse hiç şaşırmam,
-''Halduncuğum, aradım, taradım, ama dünyada almak isteyeceğin tarzda bir futbolcu bulamadım. Artık bu sene aldıklarınla idare edeceksin.''
-''İdare edemem Adnan! İdare edemem!''
Bu işin şakası tabi, ama Haldun Üstünel ağzımızı bir karış açık bırakmayı iyi biliyor.
Son sözüm de Linderoth'la ilgili. Tobi büyük bir futbolcudur, yeteneklidir, tecrübelidir, ona lafım olamaz, ancak 28 yaşında, hiç sakatlanmadı diye alınan topçu 31 yaşına geldi ve sakatlıklar nedeniyle oynayamadı. Mehmet Topal, Ayhan, Barış ve Mustafa da gayet iyi futbolcular diye düşünüyorum. Linderoth da giderse 6+2'nin +2'si boş kalmış olacak. Messi ve Ronaldo bu sene sözleşme imzaladıklarına göre 2 yabancı kontenjanı savunma için kullanılabilir diyorum, tam diyecekken her mevkideki en az üç alternatif aklıma geliyor. Aklım karışıyor bir an.
Netanya'yı langırt oynarcasına eledik, şimdi sıradaki gelsin, yeni takibimiz Estonya ekibi Tallinn.
 
Winger Back Blog! - Geyik Yapabilen Antiholiganist Futbol Blogu. - 2009 - 2013. | Bütün Haklarını Sami Yen'e Gömdüm.