25 Nisan 2010 Pazar

Ya İçindesindir Yarışın Ya Da Dışında Yer Alacaksın: Galatasaray-0-0-Bursaspor.


  • Heheh. Ne Galatasaray Şampiyonlar Ligi'ne gider artık, ne Bursa şampiyon olur. Fener'e çalışırız böylece el birliğiyle.
  • Aykut ulan.. Bu takımın %60'ı Aykut'tur.
  • Orta sahamız çok silikti bugün. Mehmet Topal ve Elano çok uzaktı maçtan. Mehmet Topal tabi gerilerde atak kesmede başarılıydı, ama o kadar. Arda ve ilerleyen dakikalarda Mustafa Sarp da pek bir şey yapmadı. Epeyce eksikti orta saha.
  • Abi bu Caner kişisi kazma değildi be.. Şutları ortaları falan başarılıydı.. Ne biçim ortalar yapıyor şimdi. Bir adamın ortaları ya kaleciye ya da taca gitmez arkadaş.. Biri de takım arkadaşının kafasına gider. O sol kanattan Ergün Penbe'ler, Gheogrhe Hagi'ler, Harry Kewell'lar orta yaptı Caner; senin bu top tepmelerin yakışmıyor oralara.
  • Keita ne oynadı be.. Bir ara artık düşüp kalacak sandım, çok yoruldu, ama yılmadı. Böyle devam etsin canımı yesin. Gerçi nereye devam edecek, iki gün sonra lig bitecek..
  • Sabri.. O neydi be Sabri; sağdan, gerilerden koştun koştun orta çizginin soluna, topu kornere attın.. Ne yaptın Sabri?
  • Lucas-Hakan ikilisi sezon başında kimsenin aklına gelmeyecek bir ikiliydi elbette stoper için. Lucas zaten yoktu, Hakan da sol bekin değişilmez ismiydi. Stoperde de Servet, Emre Aşık, Emre Güngör, Gökhan Zan gibi isimler vardı. En uzak ihtimal Mehmet Topal'ın stopere çekilmesiydi. Şimdi ne oldu, Servet'in üstü çizildi, Emre Aşık kadro dışı tribününe mahkum edildi, Gökhan'ı zaten saymayalım, Emre Güngör de yedek oldu. Ne oldu, neler oldu ama güzel bir kimya oldu bence. Servet've Emre Aşık takımdan uzaklaştırılmasaydı daha iyiydi ama.
  • Arda son maçlara göre biraz daha iyi bir maç çıkardı. Ama olmuyor işte. Artık git be kaptan, Galatasaray'dan daha çok Avrupa'da oynayacağın bir takıma git, genç futbolcuya genç futbolcu gibi davranılan bir takıma git, medyanın bu kadar çirkef olmadığı bir ülkenin takımına git.. Daha da kalırsan diğer tümü gibi, sadece çok iyi oynuyordu adam, sonra kayboldu gibi laflarla anılacaksın.
  • Abi biz Jo denen o lavuğu nerden almışız!? Gitsin o adam takımdan. Öyle bir Galatasaraylı olmasın. Hatta mümkünse giderken Mustafa Sarp'ı da götürsün. Mümkün olduğunca uzağa gitsinler buradan, bizden uzak olsunlar. Daha da bir şey demiyorum.
Nedir olay, ne Şampiyonlar Ligi'ne gidiyoruz ne Fener'in şampiyonluğuna engel olabiliyoruz. Harika değil mi? Biz daha beterini yapıncaya kadar en beteri bu.

20 Nisan 2010 Salı

Kavga Ve Düğün.

Ayıp lan.. Biriniz kaptan, biriniz düzenli oynayan topçu. Sizin ne yaparız da bu sene daha başarılı oluruz diye oturup düşünmeniz gerekiyor. İdmana çıkıp, sonra birbirine hakaretler, yumruklar sallayan adamların Galatasaray kültüründen nasibini almış olmaları mümkün değildir.. Siz aynı kanadın topçususunuz be.. İki gün sonra aynı gole sevineceksiniz. Böyle şeyler ayıp. Yakşmıyor.
Akşam Sabri Bey evleniyormuş bir de. Takım arkadaşınızın en mutlu gününde çıkardığınız olaya bakın.

17 Nisan 2010 Cumartesi

Manisaspor-1-2-Galatasaray.

Çok üstünde konuşulacak maç değildi aslında. Benim düşüncem esas üstünde durulması gereken mesele Servet.. Takımdan kopmuş bir hali var. Sahaya topunuzun amına koyim dercesine bakıyor. Gazetelerde Rijkaard'ın Servet'i süresiz olarak takımdan kesildiği yazılıyor. Rijkaard, sistem diyor, oyunu geride kurucaz diyor. Burda sistem mi futbolcu mu önemli sorusu doğuyor; sorunun cevabı tereddütsüz sistem olur ama kaybettiğin topçu da Servet Çetin.
  • Hakan Balta stoperde başarılı. Son dönemdeki kendi yerinde çıkardığından daha iyi performanslar çıkarıyor. Hakan'ın çok büyük bir topçu olduğunu düşünüyorum ben. Sol bekin yanında sol açık, stoper, ön libero her yerde oynuyor.
  • Caner'in kötü şutları zaman zaman sinir bozdu ama bunun dışında gayet iyiydi. Savunmada da göze batan bir hatası yoktu, hücumlara katıldı, zamanında dönebildi, hırslıydı vesaire. İstiktarlı olması da güzel ayrıca.
  • Lucas Neill takımın en iyilerinden olmaya devam ediyor. Oyunun son döneminde sağ bekte de iyiydi.
  • Sabri hatalarla oynadı. Hücumlardan zamanında dönemedi. Manisa da sol kanattan çok yüklendi. Bunun üzerine de maçın son bölümünde oyundan alındı. Ama yine de çok kötü bir görüntü çizmedi.
  • Sanırım o maske Mehmet'e çok engel oluyor. Bugün de kendi kalesine gol attı. Keşke olmasaydı tabi ama yapacak bir şey yok. Mehmet o topu çıkarmak için uzun mesafe koştu ve zaten o dokunmasaydı arkasında Manisalı hücum oyuncusu bomboştu. Yüzünden sakat olduğu için o kafayı kontrollü vuramadı. Gerçek Mehmet bu değil, normalde top da geçmez adam da.
  • Arda yine orta karar bir performans ortaya koydu. Kötü değildi, zaman zaman heyecanlandırdı. Ama maç başında tribünün çağırmasına rağmen gitmemesi ve oyundan çıkarken taraftara atar yapması eksi puan hanesine yazıldı. Tribünden geldiğini söyleyen, Galatasaray sevgisini her fırsatta dile getiren kaptanın bunu yapmaması lazım. Unutmaması lazım ki o, Emre Aşık'ın, Ayhan Akman'ın, Aykut Erçetin'in olduğu takımda birinci kaptan yapıldı.
  • Gio çok güzel oynuyo lan. İyi niyetli hiç değilse, Elano gibi aman topa girmeyeyim, aman Dünya Kupası tribinde değil. Süratı ve çalımlarıyla zaman zaman bizi heyecanlandırsa da skora katkısı olmuyor ama. Yakında o da olacak.
  • Arda-Mustafa Sarp değişikliğine ve bu değişiklikten sonraki kurguya anlam veremedim açıkçası. Takımda pek aksayan bir şey yoktu ve Arda da kötü oynamıyordu. Ve de Mustafa oyuna direk forvet arkası girdi, Elano arkada kaldı. İlginç bir değişiklikti. Ve yine Mustafa Sarp'ın oyuna bir katkısı olmadı. Bu duruma alıştım ben. Mustafa Sarp'ın sahada olduğu zaman on kişi oluyoruz.
  • Baros kendine pozisyon yaratmayı iyi biliyor. Bence takımdaki oyun zekası en yüksek topçu o. Topu ayağında tutabilmesi ve çalım yeteneği de büyük bir artı. Bugün de golü buldu, gerçi o golde Arda ve Caner'in rolü en az kendisi kadardı. Büyük topçu vesselam Baros.
Geçen hafta maç esnasında konserde olduğum için maç yazısı yazamamıştım. Umuyorum ki bu yazıyla kendimi affetirmiş olurum. Önümüzde çok önemli bir Bursa maçı ve yine çok önemli üç maç daha var, bu maçları alırsak matematiksel olarak şampiyonluk ihtimalimiz hala sürüyor demektir. Öyle bir görüntü yok ama yine de alalım maçları.. En güzel klişedir bence: ''Üç puanlı sistem her türlü sürprize açıktır.''

Resmi Sitede Yayınlanan Açıklama.

Spor kamuoyunun da yakından takip ettiği gibi geçen Pazar günü Ali Sami Yen Stadı’nda oynadığımız Diyarbakırspor maçında tribünlerde futbol takımı ve bazı futbolcularımız aleyhine protestolar gerçekleştirildi. Ne yazık ki; Pazar gününden itibaren yayınlanan bazı yazı ve haberlerde Galatasaray Spor Kulübü Yönetimi’nin protestoları organize etmek suçlamasıyla asılsız şekilde töhmet altında bırakıldığını görüyoruz.

Değerli Galatasaraylıların ve tüm spor kamuoyunun kesinlikle bilmesi gerekiyor ki protestoları Galatasaray Yönetimi’nin yaptırdığını söylemek en yalın söylemle bir iftiradır. Bu iddiaları seslendirenleri ve bununla ilgili spekülatif haberlere imza atanları Galatasaray Spor Kulübü olarak kınıyoruz. Bu tür spekülatif düşünce içinde bulunanlardan tek bir ricamız var: Lütfen, kulübümüzü, futbol takımımızı, futbolcularımızı ve taraftarımızı kendi dünyalarınızda yarattığınız tasarımlarınızın içine çekmeyin.

Galatasaray’ı rahat bırakın.

Saygılarımızla.

Galatasaray Spor Kulübü

Şurda.

12 Nisan 2010 Pazartesi

Galatasaray-4-1-Diyarbakırspor.


Maç esnasında Şebnem Ferah konserinde ter dökmekte olduğum için maç yazısı yazamıyorum.
Güzel konserdi. Ama maç da güzel maç olmuş yani. Kaçacak maç değilmiş.

7 Nisan 2010 Çarşamba

Ekşi Sözlük..


Sözlükçü olmama rağmen zaman zaman Ekşi Sözlük yazarlarının entrylerine anlam veremiyorum..
Mehmet Topal başlığına bakıyoruz, son iki sayfa olumsuz eleştirilerle dolu.. Tamam bir futbolcuyu beğenmeyebilirsin, ama öyle saçma şeyler yazılı ki insanı sözlük müessesesinden soğutuyor.
Mehmet Topal ulan.. Mehmet de top oynamıyorsa kim oynuyor memlekette bu topu?

5 Nisan 2010 Pazartesi

Savaş: Sivasspor-1-1-Galatasaray.

Öncelikle Barış'tan başlamak istiyorum. Barış'ın bugün yaptığı ciddiyetsizliktir, amatörlüktür. Yaptığı yavşaklıktan başka bir şey değildir. Büyük takım oyuncusu bunları yapmayacak abi, savunacak bir şeyi yok Barış'ın. Üstelik bu ilk de değil.
-Takımda kimsenin içinde bir inanç olmaması çok kötü. Servet gibi, Hakan Balta gibi güven adamları her topu sektiriyor. İnanılır gibi değil. Takımda Mustafa Sarp gibi bir adam oynuyor. Mustafa Düz. Neden on kişiyle çıkmıyoruz ki dedirtiyor. Barış'ın kafası güzel, şuursuz şuursuz gezinip duruyor. Bile bile, göre göre gidip kendini attırıyor. Doksanıncı dakika, iki puan uçup gidiyor, oyuna girmeye hazırlanan kişi Gökhan Zan. 21 kişilik kadron varsa oyuna alacağın 22. adam. Aylardır ayağına top değmemiş. Daha önce Elano giriyor oyuna. Etkisiz Mustafa çıkıyor, etkisiz Elano giriyor. Bomboş bir değişiklik. İyi oynayan Keita'yı oyundan alıyorsun, hadi diyoruz, sinirlenmesin, kırmızı kart görmesin diye aldı. Ama maç boyunca üstüne oynanan Mehmet Topal ve sinirlerine hakim olmaktan aciz topçu Barış oyunda kalıyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyoruz.
-Takımda herkese bir şuursuzluk hakim. Hakan Balta kulübeye alışmış, çimi yadırgıyor; keza Servet aynı şekilde, Emre oynuyordu ne güzel niye kaldırdın beni hoca diyor. Gio'nun ne kadar iyi top sürdüğünü, top sürerken ne güzel kendini yere bıraktığını; Keita'nın harika vücut çalımları attığını ve topu dağlara taşlara nişanladığını görüyoruz. Mustafa Sarp numaralı tribündeki x kişiden daha az kamera açısına giriyor. Ayhan ve Barış desek rakibe ve hakemlere laf yetiştirmekle meşgul. Takımın geneli böyle olunca iyi niyetli çabalar gösteren Mehmet Topal'ın, Lucas'ın, Aykut'un emeklerine çabalarına yazık oluyor.
-Aykut'a diyecek pek bir şey bulamıyorum. Şu takımdaki dört sene oynamasa öteki maçta her türlü oynayacak iki adamdan biri, Emre Aşık'la birlikte. Ve bugün diğer maçlarından farklı olarak şansı da yanındaydı, doksanıncı dakikaya kadar. Ama yine şanssızlık Aykut'un peşini bırakmadı. Ben Aykut gibi, Emre Aşık, Emre Güngör, Mehmet Topal gibi takımı için oynayan adamlardan yanayım. Hatta yeri geliyor, zaman zaman Leo Franco gibi, Elano gibi şuursuzlara kıl oluyorum. Emre Aşık 37 yaşında da olsa, 47 yaşında da olsa çıkıp aslanlar gibi topunu oynuyor. Elano milli takımda harikalar yaratırken bir bakıyoruz Galatasaray orta sahasında yokları oynuyor, boğazı ağrıyor oynamıyor, tırnağı bükülüyor oynamıyor, eli uf oluyor oynamıyor. E böyle olunca ben de sinir oluyorum böyle adama.
-Intertoto Kupası hala var olsaydı ona bile gidemezdik bu atmosferle. Herkese sarı-kırmızı günler, sevgiler.

Unutmadan: Sivasspor sanırım Amerikan Futbolu ya da Amerikan Güreşi müsabakalarını takip ediyor. Bilinçli olarak çok ve gereksiz sert oynuyor. Adamların üstüne oynuyor. Bugünkü hedefleri Mehmet Topal ve Keita'ydı. Mesut Bakkal'ı tebrik ediyorum, çalıştırdığı her takıma böyle çirkeflik aşılayabildiği için. Kendisi benim gözümde Mesut Bakkal değil Mesut Kasap'tır.

4 Nisan 2010 Pazar

Mustafa Sarp..


Sezonlar sonra orta sahasında Mustafa Sarp'sız oynayan Bursaspor şampiyonluğa koşuyor.
Sezonlardır Cihan Haspolatlı gibi, Mehmet Güven gibi topçular gören Galatasaray orta sahası bu kadar umutsuz bir vaka görmedi.
 
Winger Back Blog! - Geyik Yapabilen Antiholiganist Futbol Blogu. - 2009 - 2013. | Bütün Haklarını Sami Yen'e Gömdüm.