2009-2010 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
2009-2010 etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Şubat 2010 Cumartesi

Avrupa Olmadı Çünkü..

Bu sezon taraftarın genel olarak Avrupa için bir beklentisi yoktu sanırım. Ama açık söyleyeyim benim vardı. Neden vardı, cevabı çok basit, Avrupa'da oynayabilecek bir kadro ve Avrupa'da oynatabilecek bir teknik heyet. Ama bir başarı yakalamak için, örnekse çeyrek final, yarı final oynamak için -ki bunları başarıdan sayıyorsak- taraftarın değil yönetimin bir beklentisi olması gerek. Bu sezon Avrupa'dan erken elenmemizin, bu başarısızlığın nedeni yönetimin vizyonsuzluğudur.
Avrupa deneyimi olan futbolcular sakatlanabilir, çeşitli şanssızlıklar, hakem hataları olabilir. Bunlar futbolun doğasında var. Ama bizim masadan bir şeyler almamız için önce ortaya bir şeyler koymamız gerek. Hedefi sadece iç kulvarda görürsek dışarda başarı ihtimalimizi sıfırlarız.
Sezon başı hücum hattı transferlerine bakıyoruz, Keita, Elano, Caner. Elde Kewell, Baros, Arda, Nonda gibi futbolcularımız var. Teknik heyette Rijkaard ve Neeskens. Hani tamam diyoruz, Avrupa'da başarılı olmak için hazırlanmış bir kadro.
Ama devre arasında bakıyoruz ki kazın ayağı öyle değil. Santrfor oynayabilitesi olan ve Avrupa deneyimi en yüksek iki futbolcumuzun sakat olduğu günlerde Jo ve Gio takıma katılıyor. Gio'ya kontenjanda yer açılabilsin diye eldeki tek santrfor olan Nonda gönderiliyor, Jo'nun Avrupa maçlarına çıkma şansı yok.
Bu fubolcular maksimum performans sergilemek zorunda. Ama Gio kötü, elde patlıyor, Jo gelir gelmez sakatlanıyor. Sezon başında harika, müthiş olan hücum hattı ligin ikinci devresinin hemen başında sakata geliyor. Eldeki tüm hücum futbolcuları altın değerinde. Böyle bir ortamda Aydın Yılmaz Eskişehir'e gönderiliyor. Sezon başında hücum hattı alternatiflerine bakalım; Baros, Nonda, Kewell, Arda, Keita, Elano, Caner, Aydın, Serdar Eylik, Emre Çolak. İkinci devrenin başında bakıyoruz, Baros, Kewell sakat, Elano geri çekilmiş -ki bu başarılı bir hamle-, Keita formsuz, Aydın kiraya verilmiş, Serdar kayıp. Jo ve Gio takıma katılmış, Jo ligde oynayabiliyor, Gio rakip takımlara kolaylık olsun diye transfer edilmiş.
Atletico Madrid maçındaki ilerdeki üçlü Caner-Arda-Keita.
Sezon başında o parıl parıl parlayan Galatasaray'ın Hücum Hattı bir tane santrfor çıkaramamış. Çünkü dar vizyonla yapılan transferler var. Arda Turan'ı santrforda oynatmaya çalışıyorlar. Eğer sen bu turu geçmek istiyorsan, Galatasaray'ın yedek kalecisini ileri koyarsın ama Arda'yı yerinde oynatırsın. A2 takımının santrforunu alırsın, Serdar Eylik'i oynatırsın, Servet'i oynatırsın.
Kimse Galatasaray yönetimi bu sene Avrupa'da başarı istiyordu diyemez. Taraftardaki vizyon eğer yönetimde olsaydı şu an her şey başka olurdu.
Yine biz karşılıksız seviyoruz da, şu adamlar da bizim gibi olsa keşke. Keşke..

15 Şubat 2010 Pazartesi

En Azından Buradan Bakınca Böyle Görünüyor.

Sezon başına dönelim, her şey ne kadar parlak görünüyordu değil mi. Her bölge için alternatifimiz boldu, Keita ve Elano gelmişti. Takımda zaten Baros, Kewell, Nonda, Arda gibi isimler vardı, yetmez miydi? Hücum hattımız harikaydı, Aydın, Serdar Eylik, Yaser gibi isimler vardı, hepsi de hazırlık maçlarında iyi oynuyordu. Hatta 6-0 kazandığımız Netanya maçında Aydın harika oynamıştı ve patlamayı bu sezon yapacağının sinyallerini vermişti.
O patlama hiçbir zaman olmadı. Aydın Eskişehir'e gitti. Sol bekin tek yedeği olan Volkan Yaman da Eskişehir'e gitti. Baros sakatlandı, Kewell sakatlandı, Sabri sakatlandı, Topal sakatlandı, Balta sakatlandı, Gökhan Zan zaten hiçbir zaman ayaklanamadı. Gün geldi stopersiz kaldık. Gün geldi sol bekte başka başka mevkilerden futbolcular oynadı. Ligin devre arasında Jo, Gio ve Lucas Neill geldi. Bu transferlerden sadece Lucas takıma faydalı oldu, biri gelir gelmez sakatlanıp yattı, Gio kahvehane tabiriyle fos çıktı.
Şu gün için lider olsak da takımın hali kimseye, en azından bana umut vermiyor. Bunun nedeni de sezon başında ''kadromuz çok geniş cağnım'', ''bu sene sırtımız yere gelmez'' gibi şeyler söyledikten sonra ligin ikinci yarısının hemen başında bu sezon için tüm umutlarımın tükenmiş olması.
Şöyle bir bakıyorum takıma, ilk onbir için gözümüz kapalı yazdığım üç futbolcu sakat, biri de sakatlıktan henüz döndü, takıma girebilmiş bile değil. Bu futbolcular Baros, Kewell, Sabri ve Hakan Balta. Sol bekte esas mevkisi sol açık olan bir futbolcu oynatıyoruz, işin kötü tarafı da bu futbolcunun sol açıkta çok güzel performanslar sergilemiş olması.
Yedeklerimiz iyi değil. Bu çok önemli bir nokta, es geçmemek gerekir diye düşünüyorum. Emre Güngör, Barış Özbek, Serkan Kurtuluş, ve her ne kadar bunu hiç söylemek istemesem de Uğur hiç de umut vaadeden performanslar sergilemiyor. Bu konuda Aykut ve Ayhan için özel bir parantez açmak istiyorum. Onları tenzih ediyorum.
Santrforsuz oynuyoruz. Baros sakat, Jo da gelir gelmez yatışa geçti, Yabancı kontenjanı açılsın diye Nonda'yı gönderdik. E çıkıp benim mi oynamam lazım ilerde!? Arda olmuyor işte, oranın insanı değil, daha gerilerde etkili.
Hocanın çok şuursuz hareketleri var. Stoper futbolcuyu sağ kanatta oynatıyor mesela, bir başka stoperi sağ bek görüyoruz, bir gün bakıyoruz sağ bek oyuncusu sol beke alınmış. Kanat oyuncusunu forvete koyuyor, olmuyor, beceremiyor, ısrar ediyor. Futbolu yönlendirmedeki sınırsız kabiliyetini malesef yeşil sahaya yansıtamıyor.
Sezon başındaki ruhtan eser yok. Herkesin yüzü gülüyordu sezon başında değil mi? Gol olunca 11 kişilik bir sevinç yumağı oluşuyordu. Şimdi herkesin yüzü asık. Arda'nın aklı başka yerlerde, sinema salonlarında sanırım. Keita hep asabi, bir çalım atamaz hale gelmiş. Eminön'deki çakma rolex satan zenci adamlara benziyor. Yeni transfer olanlara pas bile atmıyor bizim eskiler.
Devre arasındaki transferler yanlış. Neden yüzyıllardır maç yapmayan iki futbolcu aldığımızı, üstelik de yarım sezonluk aldığımızı anlayabilmiş değilim. Aha biri geldi üçüncü günden yattı işte, ki zaten Avrupa'da oynama gibi bi şansı yoktu, diğerinin tipi de emekleyemeyen tombul bebeklere benziyor. Bu adamları alabilmek için bir de Shabani Nonda'dan olduk üstelik.
* * *
Durum neden böyle acaba? Oturdum ve durum neden böyle acaba diye düşündüm, bir sonuca ulaştım. Şu gün Galatasaray herkes için bir sıçrama tahtası olarak görülüyor.
Bunu sadece şu kötü oynuyor, o yüzden böyle demek için söylemiyorum. İyi de oynasa bir topçu, kötü de oynasa böyle. Düşünüyorum da, Elano, Lucas Neill, Caner Erkin.. İyi oynuyorlar evet. Ama neden burada oldukları belli, piyasalarını arttırıp önümüzdeki sezonlardarda daha büyük kulüplere transfer olabilmek. Aynı şeyler Keita, Giovani Dos Santos, Jo ve başkaları için de geçerli.
Ve zincirin en büyük halkası: Rijkaard. Mesela ben dünyanın en iyi üç teknik adamından biri olarak gösterilseydim, üzülerek söylüyorum ama yeterince ekstrem bir durum olmadıkça Türkiye'ye asla gelmezdim, niye geleyim ki hem.
Ekstrem durum da ne olabilir, hala dünya futboluna bir şeyler verebileceğimi, bu işten güzel paralar kazanabileceğimi düşünüyorumdur. Ama kötü günlerimdir mesela, bana çok da büyük olmayan kulüpleren, çok da astronomik rakamları olmayan teklifler geliyordur, o zaman yabancıların çalışmak için sembolik vergiler ödediği bir ülkeye giderim. Ne güzel teklif, hem Avrupa görmüş takım, harika bir sıçrama tahtası.
Biraz düşünün size de mantıklı gelecek. Yoksa bu adamlar, Caner'i, Elano'su, Abdul Kader'i takım başarılı olsun diye oynamaz ki abi. İki sezon sonrasını düşünür.
* * *
Sonuçta hepsi sarı-kırmızı parçalı formayı terleten adamlar, hepsi bizden. Ama şöyle bir düşününce Serkan Çalık'ların, Yaser Yıldız'ların, Aydın Yılmaz, Ferhat Öztorun, Volkan Yaman'ların ve daha nicelerinin, belki mega yetenekleri olmasa da en azından şimdiklerden daha samimi top oynadıklarını görüyoruz, ben öyle görüyorum en azından, benim baktığım yerden böyle görünüyor.
Sevgiler.

27 Kasım 2009 Cuma

30 Temmuz 2009 Perşembe

2009-2010 Forma Kafası.

Nefis değil mi, beyaz'a 6, mor ve parçalı'ya 9 verdim 10 üzerinden..*

27 Temmuz 2009 Pazartesi

Formalar Bu Akşam.

10'lu yıllarda giyeceğimiz ilk formalar bu akşam lanse edilecek. Ve ben büyük ihtimalle bugün paylaşamayacağım. Ki zaten benden önce görürsünüz formaları.
On yıl öncesinin formaları, evet kupayı aldığımız yıl.*
Çubuklu, Home
Away

3rd

10 Temmuz 2009 Cuma

Hem 10 Numara, Hem Kaptan.. Üstelik Arda Turan!


Bugün düzenlenen basın toplantısında Arda'nın kaptan olduğu ve 10 numaralı formanın sahibi olduğu duyuruldu.

-kopipest-
Haldun Üstünel, "Galatasaray takımı kaptanı ile birlikteyiz" diyerekbaşladığı sözlerini şöyle sürdürdü: "O da bu onuru taşımanın heyecanı içinde. Bu forma Lincoln’ün forması değil, Metin Oktay’ın formasıdır. Bu formayı onur ve gururla taşıyacağı içinona emanet ettik" dedi.Arda’nın duruşu ve beyefendiliğini ilk günden bu yana gördüklerinidile getiren Üstünel, "Arda’yı herkes iyi tanır. Kendisine olan bu sevgimiz, takım arkadaşları için de geçerli. Kimsenin birtepkisi olmadı. En büyük desteği takım arkadaşları veriyor." dedi.Murat Yalçındağ ise "10 numaralı forma sonuna kadar emin ellerde" diyerek Arda Turan’ı tebrik etti.
Arda Turan ise, "10 numarayı giymek istemiyordum ama başkanımız bana Metin Oktay’ın formasını emanet etmek istediler. Kusura bakmayın 22 yaşındayım heyecanlandım. Bu benim için büyük gurur ve onur. Bu formayı nasıl hak ettiysem, aynen taşımaya da devam edeceğim. Bu kaptanlığa layık olacağım. Bana efsane olmanın yolunu gösterdi camiamız ve yönetimimiz. Bunu sonuna kadar götürmek istiyorum. Efsane oyuncuların içine girmek istiyorum. Buna layık olmaya çalışacağım" dedi.
Arda sözlerine şöyle devam etti:"Ayhan Akman, Emre Aşık, Sabri’ye büyük saygım var. Bu kaptanlığı yaparken desteği onlardan alacağım. Karar alırken onlarla birlikte alacağım. Ben 10 yaşında iken Harry Kewell’a karşı oynayan takımının bir kasanın üzerinde izledim. Kimilerinin arkadaşı, kimilerinin abisi olacağım. Bilinmesini isterim takımda Emre Aşık’ın lafının üzerine laf söylenmeyecektir. Bundan herkes emin olsun. Burada amaç takımın başarısı. Bunlar başarımız için bir araç. Amacımız şampiyonluklara ve kupalara ulaşabilmek. Benim her şeyim Galatasaray. Hayatımın tek anlamı Galatasaray ve ailem. Bugün mutluyum. Heyecanlıyım, çünkü bunlar benim için çok özel anlar." Arda Turan, Ayhan Akman’a da teşekkür etti: "Herkesin bir tarzı vardır. Metin Oktay’ın forması verilecek deyince kabul ettim. Ayhan Akman’a teşekkür ederim. İnanılmaz bir ağabeylik yaptı ve 22 yaşında birine kaptanlığı verdi. Herhalde kendi oğluna verilse bu kadar mutlu olurdu. Bu kaptanlığı nasıl verdilerse bunu taşırken de aynen devam edeceğim."
-kopipest-

Hayırlısı olsun o zaman. ''Ben 10 numarayı istemiyordum.'' sözü bana biraz fazla geldi. Ama Emre Aşık'ın lafının üzerine laf söylenmeyecek toparladı.
Şimdi resmi site'deki kadroda Kasyo numarasız takılıyo aşağılarda.. Aslında hala kadroda görünmesi bile ilginç..
Hatta bir de şöyle yazıyor hakkında, ''Futbola Brezilya'nın Atletico Mineiro kulübünün altyapısında başlayan Lincoln, disiplini ve olağanüstü tekniğiyle kısa sürede A Takım’a yükselmeyi başardı.''
Ben daha fazla bir şey demiyorum, hakkımızda hayırlısı.

 
Winger Back Blog! - Geyik Yapabilen Antiholiganist Futbol Blogu. - 2009 - 2013. | Bütün Haklarını Sami Yen'e Gömdüm.